Siyaset belirli ilkeler ve söylemler üzerine bina edilerek yapılır. Bu temel ne kadar sağlam olursa yapılan siyasetin ve o siyasi görüşü yöneten kadroların ömrü de o kadar uzun olur. Maalesef ülkemizde uzun yıllardır kasıtlı olarak derinliği olmayan ilkesiz, ülküsüz tabanı yere basmayan söylemler üzerinde siyaset yapılıyor. Bu sığ politikalarda ülkemiz insanına yakışmayan bir görüntü meydana getiriyor. Kendi açımdan baktığımda uzun yıllardır cemiyetçilik yaptığım için ülkemizin birçok yöresini, ilçesini, beldesini gezdiğimi ve yerel siyaset yapan birçok insanla tanıştığımı ifade edebilirim. Kimi bölgelerimizde şehirli-köylü, ağalar-köyden gelenler, suyun yukarı tarafı- suyun aşağı tarafı, dağın öbür yüzü- bu yüzü gibi ayrımlarla temellendirilen zeminlerde siyaset yapılarak insanların kamplara bölündüğü gördüm. İnanın bu verdiğim örneklerin hiç birinde abartı yapmadığı gibi daha kötü bölünmeleri de gördüm ama konuyu uzatmamak için bahsetmiyorum.
Yine yakın geçmişimizde Ülkücü müsün-Türk müsün?, Türk müsün-Müslüman mısın? Elma mısın-Meyve misin? ya da uçakta gidiyorsun fakat uçak arıza yaptı düşmemesi için birini atman lazım ortada bir Türk birde Müslüman var hangisini atarsın gibi saçma-sapan, apur-supur sorularla maalesef ki karşılıklı kamplaşmalarla ülkemizde siyaset yapıldı yöneticiler seçildi.
Aynı filmi senelerdir seyretmesine rağmen ilk kez seyrediyormuş edasıyla seyrederek aynı sahneye gülersek ki gülüyoruz, tıpkı Kemal Sunal'ın filmlerine güldüğümüz gibi, fakat artık bir şeylerin değişmesi lazım diye düşünüyorum. Fakat bu noktada Ağalar! Kanaat Önderleri! Büyük Abiler! Mahalle Büyükleri! İstismar Beyleri! Büyük Siyasiler! Ve önemlisi kurtarıcılar devreye giriyor. Maalesef ki halkımızın yakasından da bir türlü düşmüyorlar.
Oysa tarih boyunca birçok devlet kurmuş, medeniyet inşa etmiş, inşa ettiği bu medeniyeti dört kıtaya yaymış, 18 milyon metrekareyi ulaşmış ve 600 yıl hüküm sürmüş ve dünyanın dört bir köşesinde bakiye bırakmış bir milletin torunları olan bizlere böyle sığ ve basit söylemler yakışmıyor. Bu söylemler özellikle son yıllarda bazıları tarafından bilerek bilinçli bir şekilde bazılarınca da bilmeyerek bilinçsizce artırılıyor. Ancak şu bilinmelidir ki bu durum milletimizin birlik ve beraberliğine hizmet etmiyor. Ve halkımız yapacağız, edeceğiz, sağcılık, solculuk, kabilinden kelamlarla avutuluyor. Lütfen sonu ceğiz, cağız, cılık, culuk, ile biten cümlelere prim vermeyelim. Artık laf değil proje üretenleri görelim diyorum. Dostça ve sağlıkla kalın. Muhabbetle.
Ali İhsan Güçlü
Bu yazı toplam 2882 defa okunmuştur.