• BIST 9031.82
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • Ankara : 7 °C
  • İstanbul : 17 °C
  • İzmir : 16 °C

Koltuk öncesi yaşamlar 1

21.06.2010 11:12
Koltuk öncesi yaşamlar 1
60'lı yıllarda Konya'dan Gölbaşı'na yerleşen Şimşek ailesinin bir bireyi olan, tam bir çevre ve doğa aşığı olan Ercan Şimşek, bugün CHP İlçe Başkanlığı yaptığı Gölbaşı'nda yaşam hikayesiyle herkese örnek oluyor.

 

60'lı yıllarda Konya'dan Gölbaşı'na yerleşen Şimşek ailesinin bir bireyi olan, tam bir çevre ve doğa aşığı olan Ercan Şimşek, bugün CHP İlçe Başkanlığı yaptığı Gölbaşı'nda yaşam hikayesiyle herkese örnek oluyor.

 

0 1971 yılında Gölbaşı'nda dünyaya geldi. İlkokulu İnönü İlköğretim Okulu'nda liseyi ise Dr. Şerafettin Tombuloğlu Lisesi'nde bitirdi. Derslerinde pekte başarılı bir öğrenci olmamasına rağmen, üniversite sınavlarına çok iyi hazırlandı ve kazandı. . İş hayatına rahmetli babası Ali Şimşek'in yanında  adım attı. Küçük yaşlarda iş mantığını kavradı ve şimdi babası ve amcasından öğrendikleri onu iş hayatında başarıya ulaştırdı. Konu sanata gelince gözleri parlıyor, ülkede sanatçıya gerçek değerin verilmediğini söylerken, dolayısıyla sanatın ve düşünce özgürlüğünün demokrasinin temel taşı olduğuna inanıyor.  “Siyasetten asla bunalmadım. Çünkü bakış açımı buna göre geliştiriyorum” diyor.

 

İşte Şimşek'in 71'li yılların Gölbaşı'ndan başlayıp, bugüne kadar uzanan yaşam öyküsü…  İnşaat mühendisi olmak isteyen ve bunu başaran, ancak hayatın farklı yönlendirmeleriyle CHP Gölbaşı İlçe Başkanlığı koltuğunda oturan Şimşek'in bilinmeyenleri….

 

Gölbaşı ile birlikte O da büyüdü…

1960'lı yıllarda Konya'dan Gölbaşı'na göç eden Şimşek ailesinin bir ferdi olan Ercan Şimşek, ilkokulu Gölbaşı İnönü İlköğretim Okulu'nda okudu. Ercan Şimşek o dönemde, Gölbaşı'nın adeta köy konumun olduğunu söylüyor. Liseyi Dr.Şerafettin Tombuloğlu Lisesi'nde tamamlayan Ercan Şimşek kendisinin şanslı olduğunu ifade ederek “Kendimi aslında çok şanslı hissediyorum. Gölbaşı ile birlikte, bende büyüdüm. Gölbaşı'nın hem kasaba olduğuna, hem de metropol  ilçe olduğuna şahit oldum. Gölbaşı'nın hızlı değişimine şahit oldum” diyor.

Çocukluk yıllarında vaktinin büyük bir kısmını futbola ve basketbola ayırdığını söyleyen Şimşek, “Aslında okul yıllarımda çokta başarılı sayılabilecek bir öğrenci değildim. Vaktimin çoğunu arkadaşlarımla birlikte, futbol ve basketbol oynayarak geçiriyordum. Bu yüzden de derslerimde pekte başarılı sayılabilecek bir öğrenci olamadım” diyerek sporu ne kadar sevdiğini dile getiriyor. “Okuldan ve oyundan arta kalan vakitlerimde, babamın yanında çalışıyordum. İş hayatı kültürünü de babamdan ve amcamdan aldım” diyerek iş hayatında ki başarısının sırrını da rahmetli babası ve amcasından aldığını açıklıyor.

 

Kültürle İstanbul'da tanıştı…

Üniversiteyi İstanbul'da okuyan Şimşek, başarılı bir öğrenci olmamasına karşın, sınavlara iyi hazırlanan İstanbul Teknik Üniversitesi'ni kazandığını dile getiriyor.  “Tiyatroyla, sinemayla İstanbul'da tanıştım” diyor. Sanata önem verdiğini dile getiren Şimşek,  “Sanatın tüm dallarına değer veriyorum. Sanatçıların toplumun gerçek liderleri olduğuna inanırım. Ne yazık ki, ülkemizde sanata yeterli derecede önem verilmiyor. Düşünce özgürlüğü ve sanatın demokrasinin temel taşlarından biridir” diyerek sanata ne kadar düşkün olduğunu da dile getiriyor. Vakit buldukça sinema ve tiyatroya gittiğini söyleyen Şimşek'in en son izlediği film ise Leonarda Di Caprio'nun başrolünü oynadığı “Zindan Adası” Bol bol kitap okuyarak stres atan Ercan Şimşek,şu aralar ünlü Amerikan roman yazarı Adem Fawer'in  Dejavu'yu konu alan “Olasılıksız” isimli romanı okumakla meşgul.

 

Doğa ve Çevre Aşığı

Boş zamanlarında herkes gibi kitap okuyan, tiyatro ve sinemaya giden Şimşek, bilardo hastası. Sporla yaşantısının her döneminde haşır neşir olan Şimşek, sık sık yakın arkadaşlarıyla bilardo oynuyor. Bilardo sporunun kendisini stresten uzaklaştırdığına ve düşünmeye zorladığını söyleyen Şimşek “ Mavi ve yeşil kadar, dağlarda, bozkırlarda dolaşmaya ve izlemeye  bayılırım” diyerek, doğayı ne kadar çok sevdiğini de dile getiriyor. Doğa ile baş başa olmaktan haz aldığını söyleyen Şimşek, çevrenin tehdit altında olmasından endişe duyduğunu söylüyor ve ekliyor “Dünyanın geleceğine yönelik en büyük tehdit süreci başladı. Çevrenin yok oluşuna şahit oldukça  siyasi, sosyal ve ekonomik olayların getirdiği zararları teferruat olarak görüyorum” diyerek çevre konusunda ki endişelerini açıkça dile getiriyor ve ünlü Kızıldereli deyişini hatırlatıyor. “Son balık öldüğünde, son nehir kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde beyaz adam paranın yenmediğini anlayacak!"

 

Aileme vakit ayıramıyorum

İş ve siyasi hayatının son dönemde oldukça yoğunlaştığını, bu nedenle de ailesine zaman ayırmakta güçlük çektiğini ifade eden Ercan Şimşek “Aileme gereken zamanı ayıramadığımı düşünüyorum. Ama işin iyi tarafı, siyasi ve işimin yoğunluğuma rağmen, aileme vakit ayırmaya çalışıyorum. Eşim ve çocuklarım bu konuda dert yanmadıkları ve bana destek verdikleri içinde kendimi şanslı hissediyorum. Siyasette geçen sıkıntılı süreçleri ve sorunları eve yansıtmıyorum desem yalan olur. Ancak siyaseti ve ticari yaşamımı eve taşımamaya gayret ediyorum” diyerek ailesi ile bir araya gelmekte zorluk çektiğini dile getiriyor.

 

Babamın yanında çalışırdım

 

Üniversiteyi bitirir bitirmez ticaret yaşamına dahil olduğunu dile getiren Şimşek “92 yılında iş hayatına adım attım. İş hayatında ki öncelikli hedefim, her kademesinde birlikte olduğum insanların memnun kalabilmesini sağlamaktır. Ve bugün iş hayatımın 18. yılını doldurduğumda bu anlamda başarılı olduğumu düşünüyorum” diyor ve anlatıyor “Rahmetli babam Ali Şimşek ve amcam Rasi Şimşek, Gölbaşı'nda ilk imalathaneyi kurdu. Babam ve amcam o zamanlar yoğurt imalatı yapıyorlardı. Daha sonra benzin istasyonu işletmeciliğine başladılar. Şimdi kardeşimle birlikte, babamızın kurduğu benzin istasyonu işletmeciliğine devam ediyoruz. Ayrıca bende Gölbaşı'nda inşaat ve proje sektöründe hizmet veriyorum”

 

Gelişen şartlar beni ilçe başkanı yaptı

Siyasete atılmasını ise tamamen olayların gelişimine bağlıyor, Ercan Şimşek. Sosyal, ekonomik ve siyasi hayatını daha önceden planlamadığını anlatan Ercan Şimşek “Bu bahsettiğim olguların hepsi Türkiye'ye özgü bir olmak üzere sürekli değişkenlik gösterebiliyor. Bende bu değişikliklere göre strateji belirlemeyi uygun görüyorum. Aksi halde insanı hırsa, dolayısıyla hataya sevk edeceğini zannediyorum. Bu nedenle ne meclis üyeliğim ne de ilçe başkanlığım çok önceden planlanmış değil” diyerek gelişen şartlara göre hareket ettiğini dile getiriyor.

 

Saklanacağım diye, kolu kırıldı

Üniversitenin ilk yıllarında diğer arkadaşları ile sağ görüşlü arkadaşlarına yaptıkları bir şakayı hayatı boyunca unutamayacağını söyleyen Şimşek, şaka anısını ise şu cümlelerle anlatıyor;

“Okulun ilk yıllarında sağ görüşlü arkadaşlarımız yurt odasında kağıt oynuyorlardı. Elazığ'lı bir arkadaşımız içeriye girerek, sağ görüşlü arkadaşlarımıza, üniversite kantininde sol görüşlü bir gencin vurulduğunu söyledi ve dikkatli olmalarını söyledi. Başka bir arkadaşımız da aradan yarım saat geçtikten sonra, odanın ışıklarını söndürüp, kuru sıkı tabancasıyla havaya ateş etti. Kağıt oynayan arkadaşlardan bir tanesi silah sesinde korkup, yatağın altına saklanmak isterken, kolu kırılmıştı” Böyle anlatıyor. Ercan Şimşek, üniversitede yaşadığı o unutamadığı anısını.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 Gölbaşı Taraf | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0312 484 23 84 0541 200 20 19 0533 966 12 89 | Faks : 485 04 53 | Haber Yazılımı: CM Bilişim