Yunus Emre derneği Başkanı Ramazanı Anlattı

RAMAZAN’I ANLAMAK

Bir RAMAZAN ayı daha bitti. Hem de tüm İslam dünyasında terör, ateş, kan, gözyaşıyla dolu bir Ramazan oldu. Açlık, yoksulluk, sefalet, hastalık diz boyu, etnik mezhep ve ideolojik kamplaşmanın önü alınamaz hale gelmiş durumda.

İşte böyle vahim bir durum Ramazan ayına ayrı bir burukluk kattı, sineleri yaktı, gönülleri sızlattı.

Bilindiği gibi, Ramazan ayı da her ay gibi bir zaman dilimidir. Ona anlam katan oruç ibadeti ve onun varlık sebebi KADİR GECESİ ‘dir. Aslında kadir gecesi de, gecelerden biri, ona anlam katan ise KUR’AN’ ın o gece inişi değimli dir?

Özetle Ramazan ayını, rahmet mağfiret ve kurtuluş ayı kılan, KUR’AN’ ın inişi ve varlığı değimlidir? Yani Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Bize düşen ise ona inanmak, anlamak, yorumlamak, yaşamak ve yaşatmak gayreti içinde olmamızı gerektiğidir.

NASIL BİR İMAN

Kur’an’la gelen tüm değerler, ölçüler, mesajlarla, ALLAH’IN Rahman ve Rahim olduğu, dünya ve ahretin tek sahibi, kulluk ve ibadetin yalnız ona yapılacağı ve yalnız ondan yardım isteneceğine, gizli ve açık şirke hiç bir meydan vermeyecek biçimde şeksiz, şüphesiz inanmak ve bu istikamette amel etmek gayretidir diye düşünüyorum.

KUR’ANI ANLAMAK YORUMLAMAK

Aslında ALLAH (c.c) Kur’an için onu biz indirdik, açıkladık, izah ettik diyerek, kolay anlayacağımız tarzda, mesajlarını net ve açık biçimde bildirmektedir.

İyi mümin ( müttaki ) kulların vasıflarını belirtirken de;

- Onlar ki, Allah ve Peygambere, gaibe ve ahret gününe, tüm Kur’an’a inanırlar.

- Verdiğimiz maldan, yakına yetime, yoksula, yolda kalmışa sadece benim rızam için yardım ederler.

- Zorda, darda, savaş halinde sabrederler.

- Ahde vefa gösterir, söz verince sözünde durur, emaneti ehline verirler.

- Herkese iyilik yapar, her işte adil olur, akraba hukukunu korur, kötü ve fena işlerden kaçarlar.

- Irz ve namuslarını korurlar.

- Bir işe karar verirken yakınlarıyla istişare ederler.

- İnanç, iman ve dinde kimseyi zorlamazlar. Başkasının ilahına hakaret etmezler.

- Ne zulme uğramak ne de zulmetmek istemezler.

- İnsanı, insan kılmanın, affın bağışlamanın hazzını duyarlar. Denmiyor mu?

YAŞAMAK ve YAŞATMAK GAYRETİ

Kur’an, ne ölülere okunsun, ne duvara asılsın diye indirilmiştir.

Kur’an; köhnemiş zalim bir toplumdan, medeni bir toplum inşasının yeni bir medeniyet oluşturmanın adıdır.

Kur’an’ın yaşanması, yaşatılması gayreti, ilmin-irfanının-aklın-dünyaya belli bir ölçü içerisinde hükmetmesinin yoludur.

Kur’ana göre, yaşandığında, içimize, evimize, toplumumuza barış, kardeşlik, huzur dolar. Refah toplumu oluruz.

Bunu kavramak için Hz. Peygamber’ in yaptıklarına bakmak gerekir sanırım.

-O, ayakları kanarcasına taşlandığı, zulme uğradığı, dişi kırılıp öldü diye figan edildiği zamanlarda bile, “Yarabbi onlar bilmiyorlar, ıslah et” diyebilendir.

-O, Arkadaşları savaş halinde zor durumda kendini terk ettiğinde bile, onlara yumuşak davranış gösterendir.

-O, bir nüfuzlu kişinin suçundan dolayı aldığı ceza için, istenen yardım isteğine, kızım Fatıma da olsa olmaz diyerek adaleti yaşatandır.

-O, Mekke’nin fethinden sonra, Kabe’de namaz kılma isteğine izin vermeyen, Osman Bin Talha’ya, müşrik olmasına rağmen, (Amcası Abbas değil) Kabe’nin anahtarının ona veren, bu işi ancak Peygamber yapar dedirtendir.

-O Veda Hutbesinde;

-Erkek ve Kadın’a birbirinin üzerindeki karşılıklı haklarını hatırlatan..

-Bütün insanların, malı, canı, ırzı, namusu, aklı ve inancının mukaddesliğini bildirendir.

- Faizi kaldırırken amcası Abbas, kan davasını kaldırırken amcakızı Rabia, köleliği, kölesi Zeyd ile kaldırandır. V.b.

İşte Kur’anı yaşamak ve yaşatmak gayreti budur sanırım.

Geçen bu Ramazan’ı anarken, şunu bilmemiz gerekiyor. Onun rahmet,mağfiret ve kurtuluş mesajına ve hikmetine ulaşmanın yolu, dünyadan zulmü, kanı, gözyaşını, sefaleti durdurmanın çaresi, Kur’anı bir bütün halinde (iman-ibadet-amel-ahlak-ilim anlayışıyla) anlamaktır.Sosyal-kültürel-ekonomik-ticari-siyasi vb hayatımızın tamamında …ya,…ancak, demeden yaşamak gayretidir.

Kısaca, gerçek mümin, adam gibi adam olmak demektir.

İslam dünyasında zulmün, etnik, mezhep ve ideolojik parçalanmışlığın, sefaletin, ayyuka çıktığı, gözyaşının panzehiri, sekülerleşen, dünyevileşen, kamplara bölünmüş, hasbiliğin kaybolduğu, siyasi, sosyal, kültürel, dini hayatımızda, barışı, kardeşliği, birliği, adaleti, gelişmişliği tesis etmenin tüm yolu, Kur’an’ın insanî, ahlakî, evrensel mesajlarıdır diye düşünüyorum.

Bu anlayışın hayatımızın ortak hedefi olması gerektiğine inanıyorum.

Bu çerçevede neler yapabiliriz. Boş vermişliği, bir tarafta ferdi hayatımızı yaşamayı bırakarak, bunu düşünmek, konuşmak ve bir şeyler yapmak üzere, aklıselim sahibi, âkil insanlar, hasbi bir şekilde buluşma iklimi oluşturulmalı. Mümin ve insan olmanın gereğini yapmaya talip olmalıdır.

İşte o zaman, Ramazan ayının rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı olma hikmet ve bereketinden istifade etmiş oluruz.

O zaman da Ramazan ayı gerçekten oruç ve Kur’an ayı olacağı inancındayım.

Ramazan Bayramınızı kutlar Kur’anın, hayat ikliminin oluştuğu sağlıkla nice bayramlara ulaştırmasını Yüce Mevla’dan niyaz ederim.

Hayrullah BAŞER