SEÇİMİN BIRAKTIĞI İZLER
Bir seçimi daha geride bıraktık. Tüm propagandalara, siyaset mühendislerinin hesaplarına rağmen; halkımız gerekeni sandıkta oyu ile yapıp, en doğrusuna karar verdi.
Bilhassa meclise girmeyi başaran parti ve milletvekillerinin, şapkalarını önlerine koyup, nerede hata yaptıklarını düşünmeleri gerekir.
Televizyon programında, CHP İzmir milletvekili Kemal Anadol diyor ki- Bizim partimizin kırmızı çizgileri vardır. Hiç kimse bu çizgileri aşamaz, taviz veremez. Aksi takdirde parti olarak tabanımızı kaybederiz. Eriyip gideriz.
Aynı programa katılan gazeteci diyor ki: Ak Partinin seçimlerde kullandığı şarkısı, ilahi ritmine göre düzenlenmiş. Bu durum laikliğe aykırıdır. Program yöneticisi soruyor Halk bu müziği seviyorsa, halkın sevdiğini yapmak suçmudur. Diğer partilerde yapsalardı. Engel olan mı var?
Sade bir vatandaşımız şunları söylüyor:
Bizim memleketimizin AKP, CHP, MHP yede ihtiyacı var. İktidar gibi iktidara, ne yaptığını bilen, proje üreten muhalefete ihtiyacımız var.
Güçlü muhalefet olmazsa, iktidar diktatör haline gelir.
Güçlü iktidar olmazsa, muhalefetin ne anlamı kalır.
CHP tarihinin en yoğun medya desteğini arkasına almasına, zengin kulüplerinin desteğine rağmen; dört vatandaştan birinin desteğini ancak alabildi. Diş sökme tehdidi yanına kâr kaldı. Ergenekoncuları ise hapisten çıkarıp, meclise taşımayı başardı. Süleyman Demirel ve ekibinin desteği, başarılı olmasına yetmedi. Ama kendini, ulusalcı kimliğinde görenlerin oyunu almayı sağladı.
MHP seçim sonucu hem oyundan, hem de milletvekillerinden oldu. Yukarıda CHP yetkilisinin söylediği, kendi tabanından yana kırmızı çizgileri olmadı. Tam tersine Ulusalcılık adına, MHP'de eksen kayması oldu. Tabanının düne kadar mücadelesini sürdürdüğü konulara tavır takınıldı. Hapisteki Ergenekoncuların milletvekili adayı olması, kasetler kan kaybettirdi. Milletvekili adayı olmasına kesin gözü ile bakılan Ahmet Vefik Alp ve benzeri bu hareketin yükünü taşıyıp, çilesini çeken insanlar, milletvekili adayı olamadı.
AKP en büyük hatayı, PKK'lıların Habur Sınır Kapısından girerken, törenle karşılanmasına göz yummak ile açılım adına bunlara taviz vermekle yaptı. Uyguladığı politikalar ise BOP ve Yeni Dünya Düzeni politikalarını akla getirmektedir. AKP'nin elindeki uygulama ajandasının, yerlimi yabancımı olduğu hususu, düşünen beyinlerce sorgulanmaktadır.
Şimdi sırada anayasa değişikliği var. Ak parti tek başına, mecliste anayasa değişikliğini yapacak çoğunluğa sahip değil.
Anayasa da ne değişecek. Değişmez kabul edilen maddeler mi değişecek. Kürtlere Federasyon kurma hakkı, anadilde eğitim, yurdumuzu bölme hakkı mı verilecek? Nifak tohumları perçinli halemi gelecek?
Bu memlekette yabancı ajandaların uygulanmasında, yeni bir adım daha mı atılmış olacak?
Kim böyle anayasa değişikliği yaparsa, bu milletin vebali omuzlarında olacaktır. Bu millet onları hiç affetmeyecektir. Yaydan çıkan ok geri dönmez. Ajanda sahipleri Wilson prensiplerinde olduğu gibi, yurdumuzu etnik ayrıma tabi tutup, parçalara bölmenin hesabını yapmaktadır. Yerli politikacılardan istenen de bunlara hizmet etmektir.
AKP ve mecliste gurubu bulunan tüm partiler, bu imtihanla karşı karşıyadır. Ya söylenene uyacak, ya da milletinin yanında durup, hiç kimseye pirim vermeyecektir.
Gün bu gündür. Ekonomik sıkıntılar atlatılır. Sorunlar çözülür. Sakal tıraş edilirse daha gür gelir. KESİLEN KOL GERİ GELMEZ. Bir yanlış yapılırsa, bunun kazası olmaz. Domino taşı gibi yıkım devam eder.
Seçim sonuçlarını bütün partilerin, iyi değerlendirmesi gerekmektedir. Bunu iç muhasebe olarak yapmalı, kendilerini tahlil etmelidir. Ülkemiz için particilik yapılacaksa, insanının mutluluğu gaye, Misak-ı Milli sınırlarını korumak hedef ise yapılacak şey, Bu memleketin çakıl taşına sahip çıkmaktır.
Mustafa Yolcu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : 0312 484 23 84 0541 200 20 19 0533 966 12 89 | Faks : 485 04 53 | Haber Yazılımı: CM Bilişim