İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ
1 Mart 1921 de TBBM de okunan, 12 Mart 1921 de resmen kabul edilen İstiklal Marşımızın 91.yıl dönümünü can-ı gönülden yad ediyorum. Milli marş o ülkenin bayrağı gibi kutsal ve saygı duyulması gereken, bağımsızlığın ve özgürlüğün nişanesidir. Bizim İstiklal marşımız her ne kadar şiir ise de, yedi düvel 'e karşı, yok olmakla var olmak arasında verilen kurtuluş mücadelesinin bir yansımasıdır. Kutsal vatan toprağı üzerinde milletimizi tasada ve kıvançta bir yapacak, birliğini artıracak, düşmanların ise cesaretini kıracak eşsiz bir hitabedir.
İstiklal Marş'ımıza sadece bir milli marş gözüyle değil, Mehmet Akif'ten bizlere ve bizden sonraki nesillere kalan bir vasiyet olarakta görmemiz gerektiğine inanıyorum. Aslında İstiklal Marş'ımız,marş olma özelliğinden ziyade, hayasız, yırtıcı, his yoksunu düşman ordularına karşı verdiğimiz,kurtuluş mücadelesi yıllarının zor şartları altında, aziz milletimizin ve ordumuzun gayret ve azmini artırmak için yazılmış bir şaheserdir. Çünkü, mısraların içeriğine bakıldığında, bağımsızlığa giden yolun kurtuluş reçetesi olduğu görülecektir.
O günün Erkan-ı Harbiye'sinin isteği üzerine, Maarif vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) 7 kasım 1920'de gazetelere verdiği ilanla, İstiklal Marşı için yarışma açıldığını, karşılığında ise 500 lira verileceğini ilan etmiş, yarışmaya 700'den fazla şiir katılmıştı. Ruhu ve manası açısından hiç biri milli marş olma özelliğini taşımıyordu. Bunun üzerine Maarif vekili (Milli Eğitim Bakanı) Hamdullah Suphi Bey ve arkadaşları halka kurtuluş vaazları vermekte olan, Burdur Milletvekili Mehmet Akif'e baş vururlar. O güzel insan ise şahsına yakışan cevabı verir:''Böyle bir şiiri para için yazamam''. Diyerek isteklerini geri çevirmişti. Kendisine kazansada para verilmeyeceği söylenince, ikna olur. Aslında o günlerde Ankara'da 150-200 liraya bir çiftlik satın alınabilirdi. Oysaki Mehmet Akif'in cebinde 1-2 liradan fazla para bulunduğu görülmemiş, parayada çok ihtiyacı olduğu da aşikardı. İstiklal Marşını yazarken hassasiyetinden taviz vermiyor, Ankara'da bulunan Taceddin Dergah'ında ''manevi sigortalarımız'' olan Allah dostlarının mekanında yazmayı uygun görüyordu. Yoksa o mısralar bir beşerin kaleminden bu kadar mükemmel ve noksansız nasıl çıkabilirdi. Yazdığı şiiri ''artık o milletimindir diyerek'' SAFAHAT (Üstad Akif'in güzide eseri ) adlı eserinin içine almamıştır. 1 Mart 1921 de TBMM 'de ayakta dinlenir ve defalarca alkışlanır, 12 Mart 1921 de resmen kabul edilir. Aziz insan Akif' e 500 liranın çıkışı yapılmıştır. Kendin almıyorsan bile, alıp istediğin yere verebilirsin denilince, Darü'l-Mesai (fakir kadın ve çocuklara iş öretip meslek sahibi yapan kurum) adlı hayır kuruluşuna bağışlamıştır. Kendisi giyecek paltoyu emanet alacak kadar ihtiyaç sahibi olsa dahi, infak etmenin önemini örnek tavrıyla bu gün bile bizlere göstermiştir.
İstiklal Marşımızın içeriğine bakılırsa her mısrasının tesiri altında, güneşin karşısındaki buz gibi eriyor ve kendimizi buluyoruz. Her mısrası öyle etkileyici ki: insan'ın azmini, kararlılığını, mücadelesini,inancını, ruhunu artıracak ve yüceltecek, bir o kadarda şahsiyet sahibi yapacak,mana yüklü bir derya olduğunu müşahede ediyoruz. İstiklal Marşımızın nasıl bir ruh haliyle yazıldığını sizlerin takdirlerine bırakıyor, bu marşın verdiği mesaja göre yaşamayı, şahsım ve milletimiz adına, Yüce Mevla'dan niyaz ediyorum.
Bu vesile ile milli karakter ve mana şuurumuzun örnek şahsiyeti, istiklal aşığı ve bağımsızlık mücadelesinin bahadırı, Aziz İnsan Mehmet Akif Ersoy'u rahmet, minnet ve şükran'la anıyorum.
BBP MKYK ESKİ ÜYESi
GÖKHAN KOÇAK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : 0312 484 23 84 0541 200 20 19 0533 966 12 89 | Faks : 485 04 53 | Haber Yazılımı: CM Bilişim