Ferruh Sidar cevap verdi

Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Ferruh Sidar'ın Hürriyet gazetesi yazarı Özdemir İnce hakkında 22-25-26 Temmuz tarihlerinde yayımlanan yazılarıyla ilgili olarak yapılan şikayetin yersiz olduğuna karar vermiş, ünlü yazar ve şair Ferruh Sidar'da ise Basın Konseyi Yüksek kurulu tarafından verilen karara ilişkin duygu ve düşüncelerini ajanslara ve gazetelere vereceği bir duyuru ile açıklayacağını bildirmişti.

Gelişmelerin ardından yazar ve şair Ferruh Sidar, Basın Konseyi Yüksek Kurulu'na bir duyuru ile cevap verdi. Sidar, kararın kendisinin rahatsızlığını gidermediğini belirtti.Ünlü yazar ve şairin Ferruh Sidar'ın Basın Konseyi Yüksek Kurulu'na yazdığı cevap şöyle;

BASIN KONSEYİ BAŞKANLIĞINA

Konu:   11 Kasım 2009 tarihinde elektronik posta ile tarafıma göndermiş olduğunuz, sitenizde yayınladığınız ve Anadolu Ajansı aracılığı ile duyuruda bulunduğunuz “Hürriyet Gazetesi yazarı Özdemir İnce hakkındaki şikayet yersiz bulundu,” kararına ilişkin yazınız hakkında.

Sayın Genel Sekreter, Av. Ersü Oktay Huduti  

Göndermiş olduğunuz “Basın Konseyi Yüksek Kurulu”nun kararını almış bulunuyorum. Bu metni taşıyan yazınızda anımsatmış olduğunuz 16. Madde kapsamındaki “olağanüstü” itiraz hakkıma ilişkin düşüncemi vurguladıktan sonra, rahatsızlığı gidermemiş bulunan karardaki açık olmayan vurgulamalara da kısaca değinerek bu konuyu unutmak istiyorum.  

Sayın Genel Sekreter, söz konusu maddeye ilişkin haklarımı kullanmak için 15 günlük süreyi beklemeksizin, bu hakkımdan vazgeçtiğimi bildiririm. Basın Konseyi Yüksek Kurulu'nda en az 9 üyenin katılımıyla yapılacak olan 2/3 lik oylama aşamasından önce; başka bir söyleyişle, söz konusu karar verilmeden önce “dinlenme hakkı”mı kullandırmanız gerekirdi. Anımsayacağınız gibi, 21.08.2009 günü saat 10.40 da beni aradığınızda bu konu dile getirilmişti. Her nedense bunu gerçekleştirmediniz; kısa ve düz yol kullandırılmamışken, yokuşu tırmanmak istemeyeceğimi tahmin edersiniz, sanırım…  

Uzlaşı konusuna gelince, yine 12.08.2009 günü saat 12.30 da yaptığımız uzun telefon görüşmesinde “uzlaşı konusundaki beklentilerimi” sormuştunuz. Kısaca, emeğe saygının göstergesi olarak “özür” beklediğimi iletmiştim. “Bunun kabul edilmesi halinde cezai şartlar oluşur,” demenize karşın, “böyle bir yola başvurmayacağımı, gerekirse taahhütte bulunacağımı” bildirmiştim. Başka seçenek arayışlarınız için de, “Özdemir İnce'nin elindeki bilgi ve belgelerle bizi ikna etmesini” önermiştim… Kararda da belirttiğiniz gibi, bu önerilerim yanıt bulmadı, nedense?  

Sayın Genel Sekreter, benim iddia ettiğim her türlü bilgi ve belge elden ele ulaşmışken, sayın İnce'nin alıntı yaptığı kişinin adını gizlemiş olduğu gerekçeyi sorgulamamış olmanızı da ilginç buluyorum. Sn. İnce'nin bir kitap tanıtımını okuduğu sırada internette karşılaştığı yazının yazarını koruduğu gerekçesine karşın, kitap haline gelmiş, ya da makale olarak internette dolaşan (bir türlü ulaşamadığım) bir yazının yazarını koruduğu savı ne kadar inandırıcıdır, bunu da anlamış değilim…  

Yüksek Kurul'un kararına gelince; özetle, benzeşmelerin aynı konunun irdelenmesine ve atıfta bulunulan örneklerin aynı olduğuna ilişkin kararda, yazı tekniği, birebir benzeşen vurgular, yorum ve kavram bütünlüğü ile ilgili tek bir satır bile yoktur, ne yazık ki…  

Sayın Genel Sekreter, 31 Temmuz 2009 da yapmış olduğum başvurunun “emeğe saygı” açısından amacına bir ölçüde ulaştığını bildirmek isterim. Sayın İnce'nin bu tarihten önceki ve bu tarihten sonraki yazılarına baktığınızda, ne söylemek istediğim anlaşılacaktır kuşkusuz.  

Saygılarımla  

Ferruh SİDAR