Balayı erken bitti
Belediye Başkanı Yakup Odabaşı ile özel bir yakınlığımız olmasa da, kendisini ilk geldiğim günlerde tanıdım. Aday adayı olduğu dönemlerde ki imajında, ilişkilerinde, karşıtlarla diyaloğunda bir farklılık göstermedi. Ve bu yaklaşımı herkesi kucaklayan, herkesten kabul görecek, herkesle diyalog içinde olabilecek bir aday profilinin yansımasını sağladı.
Yakup Odabaşı'daki değişim, adaylığının açıklanmasının hemen ardından başladı. Yeni yeni saflar oluşturdu, partisinin diğer adayları ile birlikte hareket etmekten mümkün olduğunca kaçındı. Herkesi kucaklayacağız, birlikte yöneteceğiz denildi. Bir takım vaatler verildi. Köylüye Arsalarınız satılıyor, arsalarınızı başkaları alıyor. Hiç olmazsa geri kalanları kurtarın denildi. Vatandaşa usulsüzlükler var, yolsuzluklar var. Bunların hesabını soracağız denildi.
Yerel seçimler böyle bir atmosferde gerçekleşti. Bilindiği gibi Yakup Odabaşı Gölbaşı için az sayılabilecek bir oy farkıyla, AKP adayına karşı seçimi kazandı. Aday adaylığı dönemi ve seçim sürecindeki Yakup Odabaşı arasında farklılıklar, zıtlıklar vardı. Acaba seçildikten sonra, belediye başkanlığı koltuğuna oturan Yakup Odabaşı nasıldı, nasıl olacaktı?
Kutlama ziyaretlerinin devam ettiği dönemde, ilk meclis toplantılarında ki konuşmalarında muhalefete işbirliği çağrılarında uyguladığı farklı uslüpla ortaya yeni bir imaj çıkıyor, seçim gününden önceki sözlerini, davranışlarını, unutmuş bir şekilde çok eskilerde yansıttığı gibi bir izlenim bırakıyordu.
Konuşmalarında Biz diyordu, Birlikte diyordu, Hep beraber diyordu. Oda açıklıktan ve şeffaflıktan bahsediyordu. Söylediklerinde ne kadar samimiydi? Dediklerinin ne kadarını tutacak, nerelerde yan çizecekti?
Bunu anlayabilmek hem zaman, hem de somut örnekler gerekiyordu ki; bir değerlendirme yapılabilsin.
Yakup Odabaşı'nın ilk aylardaki eylem ve söylemleri ılımlıydı, olumluydu. Ama bu iyimserlik fazla sürmedi, balayı erken bitti ve madalyonun arkası da görünmeye başladı. Sanki başkan bir rüyadan uyandı, sanki hipnotinize edilmişti de etkisi tükendi, sanki birisi veya birilerinin etkisi altında kaldıki, eylemler birden birde değişiverdi. Eleştirilerden ve uyarılardan rahatsız olmaya başladı. Bizi, ekibi, kadroyu bir kenara bırakıp ben demeye başladı.
Bu konuda bazı belediye meclis üyeleri ile ters düştü, düşmeye de devam ediyor. Teşkilat desteğini arkasında hisseden Odabaşı, aynı desteği şimdi görebiliyor mu çok merak ediyorum. Meclisin çoğunluğun imzası olmasına rağmen CHP'nin genel görüşme talebini şahsi olarak kabul etmedi ve buna izin vermedi. Haşlak döneminde yapılan usulsüzlük varsa, ortaya çıkacaktı. Ancak başkan buna müsaade etmedi. Neden korkmuştu, neden çekinmişti de buna müsaade etmemişti?
Çok mu iyi niyetliydi? Yoksa seçimden önce ortaya atılan iddialar asılsız mıydı? Bu iddiaların doğru olmadığı mı ortaya çıkacaktı da genel görüşmeye izin vermedi?
Odabaşı, eğer geçmiş dönemle ilgili bir şeyler biliyorsa bunu kamuoyuna açıklamak ve yargıya gitmek zorundadır. Bütün Gölbaşı'nın vebali Yakup Odabaşı'nın üzerindedir. Doğru olan, yanlış bir şeyler varsa, bunu yargıya intikal ettirmek ve yargı sürecini beklemektir. Yargı sonucunu da kamuoyuna açıklaması gerekmektedir. Bu sayın başkanın Gölbaşı'na karşı olan bir sorumluluğudur.
Bu konuda önergeyi veren sayın Yusuf Aksakal'ın sonuna kadar yanında olduğumuzun da bilinmesini isterim. Devamı Haftaya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : 0312 484 23 84 0541 200 20 19 0533 966 12 89 | Faks : 485 04 53 | Haber Yazılımı: CM Bilişim