Adaylar 15 Gün İçinde Netleşecek

Adaylar 15 Gün İçinde Netleşecek

Yerel seçimlere kısa bir süre kala, partilerdeki harekelilik sürüyor.

Bu arada bir tartışma da kamuoyunu sessiz sedasız sarmış durumda. Bu tartışmanın konusu “adaylarla” ilgili. Daha doğrusu adayların “menşei” ile ilgili.
Sivil hayatta siyaset yapma işi herkese açık. İsteyen istediği partiye üye olup, o partinin bütün kademelerinde görev alabilir.

Ancak kamu çalışanlarının herhangi bir siyasi partiyle ilişkili olması yasal değil. Yıllarını devlet kademelerinde harcamış, devletin işleyişini ve bürokrasiyi en iyi şekilde bilen “akil” kişiler seçim dönemlerinde kendilerine yakın partilere yaklaşmakta ve adaylık sürecinde ciddi bir şekilde yer almaktadırlar.

Bu işe bizim yerel siyasetçiler pek hoş bakmıyorlar. “Biz uğraşalım, didinelim, onlar hazıra otursun!” tepkisini gösteriyorlar. Bu tepki haklı mı? Bu sorunun cevabı gerçekten çok zor.

Ama ben sizin için günlerdir düşündüm. Çevremde rastladığım kişilere sordum. Çoğunluğun görüşü ve benim görüşüm, özellikle yerel seçimlerde “yerel siyasetten” gelen adaylara yer verilmesi.

Çünkü bu adaylar yıllarını vermişler bu partiye ve bu düşüncelere. Halkla iç içe olmuşlar. Kapı kapı gezmişler partilerinin siyasi düşüncelerini anlatabilmek için. Hayatın içinde ve “resmi” elbisenin dışında kalarak “doğal” hareket içerisindeler.
Bir belediye Başkanı “halkın içinden” gelmeli. “halka dönük” olmalı.

Daha önemlisi, bizim devlet işleyişinde “bürokratik yapı” sanki bir kast sistemi gibi işler. Devlet dairelerinin önemli bir bölümünde işler “tıkır tıkır” işlemez. Hep işler “yokuşa” sürülür. “Bugün git yarın gel!” mantığı hakimdir sanki biraz.

Şimdi bu bizim tepeden inmeci “bürokrat zevat”, resmi dairelerdeki bu işleyişi “belediyelere” getirmek isterse ne yapacaz? Vay halimize! Bırakın herkes işini yapsın.

Bu tartışmayı atalarımız yıllar önce yapmış. “Mektepli-Alaylı” çekişmesi Osmanlı ordusunu gerçekten çok yıpratmıştı. Umarız aynı yıpranma yerel seçimlerde bizim başımıza gelmez.