• BIST 9521.59
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Ankara : 17 °C
  • İstanbul : 18 °C
  • İzmir : 21 °C

YAVAŞ YAVAŞ GELEN İHANET

31.12.2013 17:50
YAVAŞ YAVAŞ GELEN İHANET
Hz. Ali "Zaman ibret aynasıdır." diyerek  ne  güzel  söylemiş…  Bugün  sizlere  zamanın  bize  gösterdiği  ibretlik siyasi  bir  portreden  bahsedeceğim.

Hz. Ali "Zaman ibret aynasıdır." diyerek  ne  güzel  söylemiş…  Bugün  sizlere  zamanın  bize  gösterdiği  ibretlik siyasi  bir  portreden  bahsedeceğim.  Bu,  aynı  zamanda  MHP  Lideri  Devlet  Bahçeli'yi  de  zamanla  haklı  çıkaran ibretlik  bir  siyasi  öyküdür.  Bu  öyle  bir  ibretlik  öyküdür  ki,  sadece  gözü  ve  kulağı  olanın  algılayacağı  değil  aynı zamanda akıl ve vicdan birlikteliği gerektiren bir öyküdür.MHP  Lideri  Sayın  Devlet  Bahçeli  hangi  sözünde,  hangi  duruşunda  haklı  çıkmadı  ki?  Devlet  Bahçeli'nin  bir  kez daha  haklı  çıktığı  konulardan  birisi  de  bugün  CHP'den  Ankara  Büyükşehir  belediye  başkan  adayı  olan Mansur Yavaş konusudur.2009 yılında Beypazarı Belediye Başkanı iken MHP'den Ankara Büyükşehir belediye başkan adayı gösterilen ve o 

seçimlerde Melih Gökçek ve Murat Karayalçın'ın ardından üçüncü olan Mansur Yavaş, 2011 seçimleri öncesinde birine  yazdırdığı  mektupla  MHP  ile  olan  bağını  fikren  koparmıştı.  Mansur  Yavaş'ın  şu  an  geldiği  nokta  ise MHP'nin kendi içinde ne kadar tutarlı ve ölçülü olduğunu göstermiştir. Başka birine yazdırdığı mektupla MHP'nin CHP'leştirildiğini  söyleyen  ve  bu  söylemi  ile  AKP'lilerin  gözünde  yıldız  olan  Mansur  Yavaş,  şimdi  ise  CHP'nin başarısı için çalışacak… "Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli" sözü herhalde Mansur Yavaş'ın bu içine düştüğü hazin haline ışık tutmaktadır.

MEKTUP SÜRECİ

Zaten bu mektup  sürecini iyi takip eden  ve bu  süreçte oynanan oyunları idrak edenler için bugün gelinen nokta kimseyi  şaşırtmayacaktır.  MHP'nin  Ankara  Büyükşehir  belediye  başkan  adayı  gösterilmiş, kazanamamışsın, MHP  Lideri  Devlet Bahçeli  seni  çalışma  kadrosu  içine  alarak MHP MYK  üyesi  yapmış… MHP'den  yine Ankara Büyükşehir belediye başkan adayı olma düşüncen varsa, ne yaparsın bir sonraki yerel seçimlere kadar projelerini hazırlar, mevcut Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ile mücadele edersin, değil mi?Mansur  Yavaş  ne  yapmaya  kalktı?  MHP'nin  politikalarına  karşı  mücadeleye  başladı.  O mücadelesini  de  MHP üzerinde operasyon yapmak isteyenlere yazdırdığı mektupla harekete geçirdi. MHP MYK üyesiolarak randevulu-randevusuz  her  zaman  görüşebilen  birisinin  zaten  mektup  yazması  burada  oynanan  oyunun  bir  göstergesi 

olmuştur.Gönderilen  mektubu "MHP Genel Merkez yöneticileri sızdırdı" diyorlar…  Bu  propaganda  da  zaten  oynanan oyunu  gizleme  çabasından  başka  bir  şey  değildir.  O  mektup,  MHP  üzerinde  kara  propaganda  yapılmak  üzere kurgulanıp  yazıldığı  için,  onu  sızdıran  kişiler  de  aynı  kişilerdi.  Bu  mektubun  içeriğini  Mansur  Yavaş'ın  istişare arkadaşı olan Mümtazer Türköne'ye sormakta büyük bir fayda vardır.Mektup bir MHP'linin düşünceleriyle değil, AKP/cemaat diliyle yazılmıştı.12 Eylül 2010 referandumunda 'Evet'in savunulması, "MHP CHP'leşti" iftirası, Engin Alan'ın MHP'denmilletvekili olmasına karşı çıkılması, mektubun ana odak konuları yapılmıştır. Bu ifadeler MHP'yi kamuoyunda vurma taktiği olarak AKP  ve  cemaat tarafından  zaten  kullanılıyordu. MHP  içinden  de  kura  çekmişler  herhalde  kullanmak  için 

Mansur Yavaş'ı bulmuşlar… Mansur Yavaş da zaten bu işlere dünden gönül eriymiş…

REFERANDUM'DA EVET'İ SAVUNMA İHANETİ

Bugüne  kadar  bir  tane  Türk/İslam  düşmanına  karşı mücadele  ettiğini,  açıklama  yaptığını  görmediğimiz Mansur Yavaş nedense onlara yol açacak konularda MHP'ye akıl vermeye çalışmış ve bunu yaparken de AKP'nin politik dilini kullanmış, sözde milliyetçi birisi olarak onların politikalarını meşrulaştırma gayreti vermiştir. Bunlardan birisi de 12 Eylül 2010 referandumunu savunan ifadeleri mektubunda barındırması olmuştur.Mansur  Yavaş'ın  adına  MHP  Lideri  Devlet  Bahçeli'ye  gönderilen  mektupta  referandum  için "Millet iradesinin önemli bir bölümüne elitist bir yaklaşımla adeta tepeden bakan, referandumda evet oyu kullanmış yüzde 58'lik bir kitleyi neredeyse yok sayan, bütün programını hayır oyu kullananlar üzerine yapan ve bunu açıkça ilan eden bir anlayışla sonuç almamız mümkün gözükmemektedir." ifadeleri yer alıyordu.Peki, 12 Eylül 2010 referandumunun mimarı olan Recep Tayyip Erdoğan milyonların huzurunda bu referandumun amacını nasıl anlatıyordu?Kanal  24  ekranlarından  aynen  şunları  söylemişti: "Anayasa değişikliği önerimiz (KÜRT) açılım projemizin önemli bir parçasıdır. Açılım kapsamında atacağımız adımların önünü açıyor, alt yapısını hazırlıyor."AB)(D)ullah  Öcalan'ın  12  Eylül  2010  tarihinde  gerçekleşen  referandum  için  Akşam  Gazetesi'nde  yayınlanan röportajında "Ben olmasam referandumda "Evet" çıkmazdı" sözünü  ve  AKP  ile  referandum  için  yaptığı anlaşmaları  "Biz Türkiye Cumhuriyeti'ne, devletine ve hükümetine demokratik çözümü, demokratik anayasayı dayatmak için boykot kararı aldık, doğrudur. Biz isteseydik bu referandumu kesin kaybederlerdi. Biz 'Hayır' deseydik, bu değişiklik paketinin geçmesi imkansız hale gelirdi. Erdoğan'a son bir şans verdik, bunu iyi görmesi gerekir. Umarım bundan sonra demokratik anayasa ve demokratik çözüm konusunda olumlu gelişmeler olur." sözleriyle anlatması Mansur Yavaş'ın daha Türk milliyetçiliği nedir, MHP'nin referandumdaki 'Hayır' duruşu nedir bunu anlamadan, bilmeden hareket ettiğinin ispatıdır.Referandum'da  %58'in  tarafında  olan  Mansur  Yavaş,12  Eylül  2010  referandumu  ile  ilgili  hangi  konuda  ne söylediyse haklı çıkan MHP Lideri Devlet Bahçeli'den özür diledi mi?MHP  Lideri  Sayın  Devlet  Bahçeli  yılmadan,  yorulmadan  12  Eylül  2010  tarihinde  gerçekleşen  referandum sonucuna  bile  aldırmadan,  aynı  gün  akşam "Başbakan Erdoğan'ın önümüzdeki yıl gündeme getireceğini açıkladığı kapsamlı Anayasa değişikliğinde PKK açılımının ilerletilmesi kapsamında Türkiye'nin milli birliği, milli devlet niteliği ve üniter siyasi yapısının temellerinin yıkılmasını amaçlayan düzenlemelerin yer almasının Türkiye'yi etnik temelde ayrışma, çatışma ve bölünme sürecine mahkum etmesi kaçınılmazdır.Böyle bir gelişmenin doğuracağı vahim ve ağır sonuçlar açıktır." açıklamasını  yapmıştır. O  günden  sonra  Güneydoğu  Bölgesi  adeta  PKK'nın  eline  bırakılmıştır.  PKK  kendi  polis  teşkilatını  kurmuş,  yol kontrolü yapmaya başlamıştır. BDP milletvekilleri bölgeye Kürdistan adını vermiş, Barzani'yi Diyarbakır'a getiren Başbakan  da milyonların  huzurunda  sözde Kürdistan'a  selam  göndermiştir. Türk  devleti  bölgeden  el  çektirilmiş, PKK'nın devletleştirilmesi bizzat AKP/PKK arasındaki anlaşmaya uygun şekilde gerçekleşmektedir.Referandumda  'Evet'i  savunan,  Evet'e  destek  veren  kim  varsa  hepsi  bu ihanet  manzarasından  sorumludur. Mansur Yavaş da bu sürece destek vererek, MHP ile yollarını ayırmış, AKP'yi mutlu eden adımlara imza atmıştır. Mektubu gazetelere nasıl haber olmuş bir bakın ve ondan sonra bu mektup tezgâhını kimlerin yaptığını anlayın…

PKK'LILARA SES ÇIKARMAYIP, ENGİN ALAN'A KARŞI ÇIKMAK

MHP  Lideri  Devlet  Bahçeli,  TSK'ya  her  türlü  kumpasın  kurulduğu  ve  PKK'nın  her  manada  önünün  açıldığı  bu dönemde,  teröre  karşı  kahramanca  mücadelesi  vermiş  olan  Engin  Alan'ı  2011  seçimleri  için İstanbul'dan  aday gösterdi.  Engin  Alan'ı  aday  göstermek  hem  her  taraftan  kuşatılmış  TSK'ya,  hem  de  Türk  milletinin  bölünmez bütünlüğü  için  mücadele  veren  herkese  büyük  moral  olmuştu.  Engin  Alan'ı  hem  AKP  medyası,  hem  cemaat medyası adeta linç ediyordu. Her türlü iftira ile bu vatan için fedakârca mücadele etmiş vatan evladı Engin Alan'a saldırıyorlardı.Zaten  Başbakan  geçtiğimiz  yıllarda  Engin  Alan'ın  neden  bedel  ödediği  kendi  ağzından  çıkan "Bir ülkenin başbakanı anma törenine gider de bir Korgeneral ayağa kalkmaz mı? Kalkması gerekir. Kalkmadığı takdirde bedelini öder. Bedelini de ödedi. Çanakkale'de anma törenlere gidiyoruz bu beyefendi ayağa kalkmadı. Ondan sonra gereği yapıldı o ayrı mesele. Ama şimdi bakın gideceği yeri o da buldu" şeklindeki sözleriyle itiraf etmiştir.Başbakan  Erdoğan,  Engin  Alan  ile  ilgili  bu  itirafta  bulunurken  AKP/Cemaat  çizgisinde  Engin Alan'a  karşı  çıkan Mansur  Yavaş  mektubunda "Cuntacı oluşumlarda yer aldığı iddiasıyla hakkında davaların devam ettiği isimlerin ön plana çıkarılması kamuoyunda ciddi kuşkular uyandırmıştır" diyebilmiştir.MHP'de Engin Alan'ın milletvekili olmasına karşı çıkan Mansur Yavaş'ın, herhangi bir konuşmasında, yazısında, röportajında AKP'nin yahut CHP'nin PKK'lı olduğunu alenen bilinen kişilerin milletvekili ,Genel Başkan yardımcısı yapılmasına herhangi bir eleştirisini gören olmuş mudur?Bu  sorumun  cevabı  olarak  Mansur  Yavaş'ın  mektupla  MHP  politikasını  dizayn  etmeye  çalıştığı süreci  ölçü alırsanız  daha  sağlıklı  olur.  Ondan  önce  Türk  milliyetçiliği  çizgisinde  hiçbir  fikri  mücadelesi  olmamış,  sadece Beypazarı Belediye Başkanı ve MHP Ankara Büyükşehir belediye başkan adayı olarak kamuoyunda tanınmıştır.

AKP/cemaat çizgisindeki Mansur Yavaş'ın Engin Alan karşıtlığı da MHP ile bağlarını koparan ana etkenlerden bir başkası olmuştur.

"MHP CHP'LEŞTİ "İFTİRASI…

Bu  iftira  özellikle Başbakan  Recep  Tayyip Erdoğan  ve İ.Melih Gökçek tarafından  her  seçim  dönemi  halkı AKP/CHP kutuplaşmasına zorlamak ve MHP'yi de CHP'ye benzeterek MHP'ye gidecek oyları engellemekiçin kullanılır. Bir nevi AKP'nin iftira silahından çıkan kurşunlardan birisidir. Bunu propaganda olarak kim kullanıyorsa muhakkakAKP ile bir fikir ve gönül bağı vardır.Bakalım Mansur Yavaş, o meşhur mektubunda bu manada nasıl açıklar vermiş:

- Ülkücü harekete yabancı dar bir kadronun elinden çıkan politikalarla "CHP'yle özdeş parti" suçlamalarına çanak tutan bir anlayış sergilenmiştir.- İçinde maneviyatı barındırmayan bir milliyetçiliğin halk tarafından CHP'yle aynı kategoride değerlendirildiğini fark edemeyen bir siyaset tarzıyla bu hareketi iktidara taşıyamayız.MHP,  CHP'leşecek  ne  yapmıştır?  Hadi  Recep  Tayyip  Erdoğan'ın  ve  İ.Melih  Gökçek'in  tezgâhını  anlıyoruz  da, 

Mansur Yavaş MHP'yi CHP'leşti diye göstererek hangi siyasi tezgâhın içinde yer almıştır? Ve bu sözleri söylemiş birisi olarak ve CHP'ye resmen siyasi manada vebalı, mikrop gibi davrandıktan sonra CHP'nin adayı olmayı nasıl içine sindirmiştir?Haber Türk, Mansur Yavaş'a soruyor, maske bir kez daha düşüyor:(Mansur Yavaş'la CHP sağa mı kaydı?) Hiç ilgisi yok. Yavaş ile CHP sağa kaymaz.Adama  bir  kez  daha  sormazlar  mı  o  halde  Mansur  Yavaş,  CHP  bir  yere  kaymıyorsa,  MHP ne  yapmıştı  da CHP'leşmişti? "CHP'leşti" dediğiniz MHP yerinde dururken, bugün sizin CHP'li olmanızı nasıl izah edeceksiniz?"Ben belediye Başkanı olmak için her şeyi yaparım" diyorsanız  eğer , "Bazı başka partilerdeki makamlar yüzünden hiçbir zaman ben davasını partisini satacak adam değilim." sözünü kullanan Mansur Yavaş kimdi?Mansur  Yavaş,  Vatan  Gazetesi'nden  Murat  Çelik'e "Özellikle MHP tabanından gelen destek mesajlarını önemsediğini" belirtmiş…Mansur Yavaş, MHP tabanına mesaj vermeye çalışıyor da, acaba kendisinin geçmişte söylediği sözlerle CHP'ye adeta vebalı gibi davranmasından dolayı CHP'li kendisine oy verecek mi diye düşünüyor mu hiç?Zaten  Atatürkçü,  vatansever  birçok  CHP'li  kendi  partisinden  şikâyetçi  olduğu  için  MHP'ye  akışlar  başlamışken, 

MHP'li oyunu CHP'ye niye versin?Mansur  Yavaş,  MHP'nin  adayı  iken  millet  MHP'nin  başarısı  için  canla  başla  çalıştı.  Davasını  ve  partisini  önce AKP'ye, şimdi de CHP'ye satan birisine MHP'li oyunu verir mi?Hem  Mansur  Yavaş  şu  an  nasıl  bir  partiden  aday  olduğunu  bilemeyecek  kadar  koltuk  için  gözünü  karartmış durumdadır. Gerçi MHP'de iken de niye MHP'li olduğunu fark edememişti.

HANGİ CHP, NASIL BİR CHP?

PKK'nın avukatlığını yapmış, PKK'nın kavram ve söylemleriyle siyaset yapan, PKK'lı teröristin cenaze töreninde 

konuşma  yaparak  Türk  devletine  meydan  okuyan  Sezgin  Tanrıkulu'nun  CHP  Genel  Başkan  yardımcısı  olduğu CHP'nin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayına mı MHP tabanından sıcak mesaj gidecek?Atatürk'ü  Dersim'de  soykırımcı  gösteren,  PKK'lı  teröristlerin  ailesine  taziye  için  giden,  PKK'lılar  kendisini  sözde kaçırdığında  onları "Hepsi İyi Çocuklar" diye tarif  eden  kişinin  milletvekili  olduğu  CHP'nin,  Ankara  Büyükşehir Belediye Başkan adayına mı MHP tabanından sıcak mesaj gidecek?Şimdilerde Amerikalardan icazet alan, bir zamanlar "PKK'ya Genel Af olabilir" diyen, Öcalan'a ev hapsine sıcak bakan,  Apo  alçağına "Vallahi APO'yu özledik /Kürdüz sonuna kadar/Vallahi biz dostu özledik" şarkılarını Apo  posterleri  altında  ve  PKK  paçavraları  önünde  söylemiş  Ahmet  Kaya'nın  mezarını  ziyaret  eden,  ona  her daim  sahip  çıkan,  yine  bir  başka  vatan  haini  olan  ve "Biz, bağımsız, birleşik, özgür bir KÜRT ÜLKESİNİN, KÜRDİSTAN'ın çocukları olmak istiyoruz", "Biz kendi toprağımızda, kendi bayrağımızın altında özgür ve bağımsız olmak istiyoruz" diyen Yılmaz Güney'in mezarını  ziyaret  edip,  çiçekler  bırakan birinin Genel Başkan olduğu CHP'nin adayına mı MHP tabanından sıcak mesaj gidecek?AKP'nin  CHP'den,  CHP'nin  AKP'den  hiçbir  farkı  yoktur.  12  Eylül  2010  referandumunda 'Evet' noktasında buluşmuş İ.Melih Gökçek ile Mansur Yavaş arasındaki ne fark olacak ki? Terör örgütü PKK'ya karşı AKP'nin de, CHP'nin de yaklaşımları somut bir şekilde ortadadır.Mansur Yavaş, 12 Haziran 2011  seçimleri öncesi birilerine  yazdırdığı mektupla  ve  seçimlere aylar  kala AKP'nin gazetelerinde  tam  sayfa  röportajlar  vererek,  MHP'yi  ve  MHP'nin  Liderini  eleştirerek  çoktan  MHP  ile  yollarını ayırmıştı.  Hele  Star  Gazetesinin  seçimlerden  4  ay  önce  Mansur  Yavaş'ın  ağzından  attığı "MHP BuGidişle 

Barajda Boğulabilir" manşeti her şeyin ispatı olmuştur.

Bundan  yaklaşık  1  yıl  önce  MHP'li  üst  düzey  bir  yetkilinin  kendisine  karşılaştığı  bir  ortamda  "Mansur bey 

ne yapmayı düşünüyorsunuz bundan sonra, MHP'den adaylık düşünüyor musunuz?" sorusunu yönelttiğinde"Ben MHP'ye viagra olmam" diyen bir zihniyetin, bugün CHP'ye ne olduğunukamuoyunun takdirine bırakıyoruz.  Ondan  sonra "Ben MHP'den aday olmak istiyorum" kurnazlığı  ve "MHP yönetimine bayram sonuna kadar süre tanıyorum" gibi  hadsizliği  kendisini  MHP  üzerinden  başka  partilere  pazarlama  taktiğidir. Bunu da zaten kendisi yakın çevresine pazarlanmak için yaptığını söylemektedir.2009  yılında  bu  köşede  MHP'nin  başarısı  adına  her  türlü  desteği  veren  ve  kendisine  Başbakan  Erdoğan'ın  ve İ.Melih  Gökçek'in  yaptığı  nezaketsizlikler  ve  kara  propagandalar  karşısında  mücadele  eden  ve  bu  mücadelede İ.Melih Gökçek'e 8 milyar tazminat ödemiş birisi olarak Mansur Yavaş'ın kendi tabiriyle "davasını, partisini satan adam" olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.

"Davasını, partisini satarken" kendini  kamuoyuna  haklı  çıkarmak  için  giderayak  yapmış  olduğu  yazılı  basın açıklaması da nasıl bir oyunun içinde olduğunu göstermiştir.Biz "İ.Melih Gökçek, MHP Genel Merkezi Binasına gelip, MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüştü " iftirasına şerefi,  namusu,  haysiyeti  olan  bu  iftirasını  ispat  eder  çağrısı  yaptığımız  günlerde  Mansur Yavaş'ta  bu  iftirayı CHP'ye geçtiği gün propaganda olarak kullanmıştır. Aklınca kendini haklı çıkaracakta, biz hala bu iftirayı atanlara namus, şeref ve haysiyet çağrımızı güncel tutuyoruz.MHP Ankara'da yapılan anketlerde dört puan fark aralığı ile ikinci parti durumunda ve adayının kalitesi, vizyoAKP'nin  adayının  da,  CHP'nin  adayının  da  üzerindedir.  Her  şeyden  öte  kişiliği  ve  karakteri  tartışılmayan  bir isimdir.AKP'nin  içine  düştüğü  durum,  CHP'nin  içine  düşürüldüğü  durum  MHP'yi  her  yerde  olduğu  gibi  Ankara'da  da alternatif bir hale getirmiştir. MHP'nin adayı Prof.Dr. Mevlüt Karakaya Ankara'da gönüllerde büyük yer tutmuştur. Ankaralı olması gönüllerdeki yerini gün geçtikçe daha da büyütmektedir.MHP kendi oyları üzerine AKP ve CHP'den gelecek oyların eklenmesi ile Ankara'da zafer kazanacaktır. Zafere bir adım daha yaklaşılmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 Gölbaşı Taraf | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0312 484 23 84 0541 200 20 19 0533 966 12 89 | Faks : 485 04 53 | Haber Yazılımı: CM Bilişim