Nazik Olun Ama...

Kraldan çok kralcıların söz ve davranışlarını görmez ve duymak istemezseniz, kahve köşelerindeki taraftarlar arasında takım tartışmasını andıran sloganlaşmış ifadeleri kulak arkası ederseniz, Gölbaşı siyasetine bir seviye geldiğini rahatlıkla söyleyebilirsiniz.

Geçmiş yıllarda ve seçimlerde de benzer şeyler olmuştur ama böylesine yaygın ve kapsamlı olanına ilk kez bu dönemde rastlanıyor. Partiler ve adaylar birbirlerine nezaket ziyaretinde bulunuyor. Seçim bürolarının açılışlarına katılıyorlar.

Ziyaretler sırasında esprili konu ve konuşmalar oluyor, birbirlerini incitmeyecek takılmalara şahit olunuyor. Tüm ziyaretlerde ifade edilen ortak niyet ise; propaganda döneminin düzeyli bir şekilde yürütülmesi, belden aşağı siyaset yapılmaması, olması muhtemel nahoş olaylara meydan verilmemesi.

Bu niyete katılmamak mümkün değil ancak nazik olalım, nezaket kurallarına azami hassasiyeti gösterelim derken, asli görevleri unutmak, siyasetin ve karşıtlığın gereklerini gündeme taşımamakta doğru bir davranış olmasa gerek. Ülkede ve ilçemizde yaşanan olayları, daha önceden verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediğini, ekonomik krizin yaktığı canları, açtığı tahribatları, Gölbaşı'nın geleceğine olumlu yön verecek projeleri, ülkenin geleceğiyle ilgili olumsuzlukları bugünden tartışma konusu yapacak, bunu yaparken ve sorunları ortaya koyup, çözüm önerilerini gösterirken siyaset kanallarını kullanmış olacaksınız. Bunu yapmak nezaket kurallarını çiğnemek değildir.

Durum böyle olunca; nazik olma noktasında tam not verdiğimiz siyasilerimize, yönetime talip olmalarının gerekçesini açıklamada, program ve projelerinde, birbirlerinin vaad ve projelerini değerlendirmede fazla iyimser olamıyoruz. Örneğin; hiç bir adayın, bir başka adayın seçim beyannamesine ilişkin olarak bir söz söylediğini, eleştiri getirdiğini ya da tasvip eden beyanlarda bulunduğuna tanık olmuyoruz. “Yapacağız, getireceğiz, çözeceğiz” denilenlerin hangisi gerçekci, hangisinin ayakları yere basıyor ya da hangisi hayalden öte geçemeyecek? Buna ilişkin hiçbir şey duymuyoruz.

Dikkati çeken bir başka şey ise; hiçbir adayın geride kalan beş yılık dönem ile ilgili olumlu ya da olumsuz söz söylemekten özenle kaçınıyor olması. Geride kalan beş yıl Gölbaşı için kazanç mı, kayıp mı? Artılar mı fazla eksiler mi? Buna ilişkin bir söz duymuyoruz. Adaylar işlerini güçlerini bıraksın, birbirlerini suçlayıp, birbirleriyle uğraşsınlar istemiyoruz.

Elbette kendi stratejilerini kendileri belirleyecek, propagandanın ağırlığını kendi yapacaklarına, vaatlerine ayıracak ama eğer hayal satan, vatandaşın duygularını istismar eden, yalana dolana tevessül eden ve göz boyamadan medet uman varsa, bunu da kamuoyu ile paylaşacak ki; kendine güven duyulsun.