Murat Alparslan'dan Vakıflar Haftası Mesajı

VAKIFLAR HAFTASI MESAJI

İnsanı insan yapan en önemli değer sevgidir. Sevgi ise yardımlaşma, dayanışma, birlik, beraberlik, kardeşlik duygularını kuvvetlendirir. Yaratanı sevmek, yaratandan ötürü yaratılanı sevmek, insanı merkez alan bir sevgi yumağı oluşturmak… İşte bu güzellikler özellikle bizim milletimizin değerleridir. Yani diğer gamlıkla büyüyen sevgi medeniyetidir.

Biz gerektiğinde vatanı korumak ve kurtarmak uğrunda canını esirgemeyen ecdadın torunlarıyız. Barış zamanlarında da insan odaklı, hatta geniş anlamda hayat merkezli medeniyetler inşa eden, yeryüzündeki her unsurda esin kaynağı olan bir kültürün de takipçileriyiz.Bizi birbirimize bağlayan sevgi, merhamet, dayanışma, kardeşlik gibi özellikler, vakıf anlayışıyla daha da güçlenmiş, bizi bir ve beraber yapmıştır.

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” tasavvurundaki medeniyetimizin var olmasında devleti kuran, yaşatan Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet kadar, Şeyh Edebâli’nin ve Akşemseddin’in ve nicelerinin de büyük emeği vardır.

Vakıf, yaratandan ötürü yaratılanlara merhamet, şefkat ve sevginin müesseseleşmiş şeklidir.Ecdadımız, Hadîs-i şerîfte buyrulan: "İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır." beyanını kendilerine düstur edinerek vakıf yoluyla sayısız muazzam ve kalıcı eserler vücuda getirmişlerdir.

Osmanlı'da kurulan vakıfların hizmet ve faaliyetleri, zengin bir muhtevaya sahipti.Cami, mescid, muallimhâne, medrese, dârulhuffâz, dârulhadîs, kervansaray, dâruşşifâ hizmetlerinin yanında suyolları, su kemerleri, çeşme ve sebiller, yollar, kaldırımlar, aşevleri, çocuk emzirme ve büyütme yuvalarından; bedesten, iskele, deniz feneri, ok ve güreş meydanları, esir ve köle azat etmek, fakirlere yakacak temin etmek,kış aylarında kuşların beslenmesi, göç edememiş olan hasta ve garip leyleklerin bakımı ve tedavisi gibi uzayıp giden daha pek çok maksatla muhtelif vakıflar tesis edilmiştir. Bunlara ilâveten Mekke ve Medine’ye ait olmak üzere binlerce vakıf kurulmuştur. Burada riyayı engellemek için yardım edenle edilen birbirini tanımıyordu. Devletin en zor şartlarında bile vakıf müessesesi işletilmiştir. Vakıf malında hassasiyet ve onun muhafazası çok mühimdir.

Ecdadımız, kadınıyla, erkeğiyle gittikleri yere zulüm değil, bugün hâlâ ayakta duran eserleri götürmüşler ve hayırla yâd edilmektedirler. Vakıflar, ticareti, ekonomiyi, çeşitli sanat dallarını ve bilimsel çalışmaları da daima canlandırmıştır.

Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da belirttiği gibi; “Biz, bizi biz yapan, bizi var eden o ruh kökünden yola çıkıyor, geçmişten aldığımız ilhamla geleceğimiz için bir ufuk çizmenin mücadelesini veriyoruz. Büyük düşünenler, işte bugünlere ulaşan, yüzlerce yıldır, asırlardır ayakta duran bu eserlerin oluşmasını sağladı. Onlar bizi var ettiler, inşallah biz de yarınların var olmasına vesile oluşturacak tohumları atıyoruz. Bizler de büyük düşünüyoruz. Geleceğe eserler bırakmak için emek sarf ediyoruz.”       

Türkiye'de 1996-2002 yılları arasında sadece 46 tarihi eserin onarımı yapılmışken, hükümetimiz döneminde, 5 bine yakın eserin restorasyonu tamamlanmıştır. Sadece Türkiye ile kalmayıp, Anadolu ve Trakya'da değil, dünya üzerinde medeniyetlerimize, kültürlerimize ait eser, miras varsa hükümetimiz oraya ulaşıp, gün yüzüne çıkarıyor.

Dolayısıyla, büyük medeniyet birikimimizin en güzel tezahürlerinden biri olan, milletimizin şefkat, yardımseverlik, birlik ve beraberlik duygularını yansıtan tarihi, kültürel değerlerimizin yaşatılmasında, dayanışma ruhunun güçlendirilmesinde büyük payı bulunan vakıflarımız, toplumda huzur, güven, barış ve sevgi ortamını pekiştiren, zenginlik ve refahın paylaşılmasına imkân veren müesseselerdir.

Her yıl Mayıs ayının 2. Haftası kutlanan Vakıflar Haftası’nı kutluyorum. Köklerimizden gelen bu güzel geleneğin yaşatılmasına ve nesilden nesile vakıf medeniyetinin aktarılmasına vesile olmasını temenni ediyor, bu sorumluluğu taşıyan vakıf çalışmalarımıza başarılar diliyorum. 

Murat ALPARSLAN

AK PARTİ ANKARA İL BAŞKANI