Bir memleket düşünün…

Bir memleket düşünün…
Anadolu'nun en güzel yerlerinden birinde
olsun,
Anlı şanlı tarihe, turistlik mağaralara ve
herkesin istediği muhteşem
göllere sahip olsun…
Bu memleketin misafir
perver insanları olsun…
Bir memleket düşünün…
Nüfusu 85 binlere çıksın,
Yatırımcılar gelsin bu memlekete...
Ancak öyle engeller çıkarılsın ki arkalarına
bakmadan kaçsınlar…
Her yerde Memleket sevme
edebiyatları yapılsın…
Amma velâkin hiç bir şey yapılmasın…
Ne kent'e dönsün…
Ne ilçeye geri dönsün…
Arada bir yerler de kalsın…
Bir memleket düşünün…
İmar planlamaları rezil olsun,
Her gelen kafasına göre
bir düzenleme yapsın…
O güzelim Anadolu ilçesini mahvetsinler
Adam kayırmacılık
had safha da olsun…
Emanet ehillere verilmediğinden
dolayı yerinde saysın da …
Saysın…
Bir memleket düşünün…
Gelişeceğiz diye söz verilsin…
Ama hiçbir adım atılmasın
Bir Memleket düşünün…
Birileri söz versin, istihdam
oluşturacağız, bu memleketi
dünyaya tanıtacağız diye…
İstihdam eden firmalar yerine,
Nevşehir'den taş getirsin.
Bir memleket düşünün…
Yol kenarlarına boş
yere duvarlar yapsın…
Birilerine ellerini
kollarını sallamadan para kazandırsın.
Sonrada mali durumu düzeltmeye çalışıyoruz
desin.
İste size bir memleket
tablosu çizmeye çalıştım…
Bu memleket en güzel yıllarını yaşarken,
birden bire duraksama anına geldi.
Anadolu'nun en güzel yeri iken,
kaçılan bir yer haline gelmeye başladı.
Arsa satışları ev satışları
bitme noktasına geldi.
Belkide çok karamsar
bir Gölbaşı hayal ettik.
Ama gerçekler öyle.
Bunu hiç kimse inkar etmemeli.
Ne demişler gerçekler acıdır.
Ancak birileri de kalkıp
gerçekleri söylemeli.
Artık silkelenip kendinize gelmeli ve asıl
işiniz olan hizmetleri birer birer sıralayıp
bu karamsar tabloya bir
son vermelisiniz.
Adını vermek istemediğim ancak yılların
siyasetçisi, hem de Gölbaşı'lı bir isim
seçim meydanlarında
ne demişti biliyor musunuz?
“Kedi eniğinin gözü kırk günde açılır sizin
gözünüz kırk yıldır açılmadı…”
Bir de hadisi şerif var…
Sanırım son söz olarak bu yeterli…
“Nasılsanız, Öyle Yönetilirisiniz”