Ali İhsan Güçlü; "Şehirler kimlikleri ile yaşar"
Şehirler kendilerini geleceğe sahip oldukları "ruh ve kimlik" ile taşır.1955’li yıllarda yerleşim birimi olarak “Gölhanı” ismiyle kurulan Gölbaşı Örencik Köyü'ne bağlıydı. Tarihi geçmişi, 1402 Ankara Savaşı yıllarına kadar dayanır. İlçemize bağlı birçok köyde höyük alanı bulunmaktadır. Yaklaşık 25 tane höyük alanı bulunmuştur. Başlıcaları Altınçanak, Ahlatlıbel, Bağiçi Köyü, Gökçehöyük, Selametli, Bezirhane, Boyalık Köyü ve Karaoğlan Köyü'dür.1923 yılında Oğulbey Köyü'ndeki Bucak Müdürlüğü ile Jandarma Karakolunun taşınması ile “GÖLBAŞI NAHİYESİ” adını aldı.1936 yılında ise Çankaya ilçesine bağlandı.1955 yılında E-5 Devlet Karayolu'nun bu bölgeden geçmesiyle Gölbaşı’nın nüfus artışı ve gelişmesi hızlandı.1965 yılında da ilçe oldu. İlçe merkezine en uzak mahallesi 66 km mesafedeki Çeltek’tir. 54 mahallesinin 11’i merkezde bulunmaktadır. Bu kısa kronolojik bilgiyi verdikten sonra tarihi köklerinin “Kayı Boyu”nun Söğüt’ten önceki yerleşim yeri olduğunu da belirtmek isterim.
İlçemizin tarihi çağlardan kalma eserlerine baktığımız zaman tamamen bölgemizdeki doğal kaynakların yapı malzemesi olarak kullanıldığını görmekteyiz. Yakın tarihine de ışık tutan eserlerinin başında hayırseverlerin, köy tüzel kişiliklerinin, İl Özel İdaresi, Köy Hizmetleri ve yerel yönetimler tarafından yapılmış "tarihi çeşmeler" dikkatimizi çekmektedir.
Yine geçmiş yıllarda Gölbaşı ile Ulus arasındaki uzaklığı gösteren Gölbaşı Jandarma Karakolu karşısı Gaffar Okan Caddesi üzerindeki “20.km taşı”da yıllardır tarihe tanıklık etmektedir. Maalesef Bahçelievler mahallesindeki bahçelerimizden eser kalmadı. Karşıyaka mahallesindeki Tuğla Fabrikamız ve Testi Ocaklarımızdan hiçbir emare kalmadı. Gölbaşı Merkez Camii etrafındaki duvarımızdan eser kalmadı. Merkez köylerdeki çamaşırhane ve hamamlarımızdan bir iz kalmadı. En son Dr.Şerafettin Tombuloğlu Lisesi’nin akıbeti ortada... Bu yapılanlarda suçlu aramanın hiçbir mantığı ve faydası da yoktur. Ancak genel anlamı ile en büyük suç vizyonsuz, plansız, programsız ve rant öncelikli şehirleşme anlayışımızdır. Yani şehre bakıştaki "zihniyet" sorunludur. Ulaşımı ve trafik akışını önceleyen planlamalar şehrin tarihi dokusunu, kimliğini ve ruhunu öldürmektedir.
Geçmişine bağlı, toplumsal birlikteliği ve ahengi önemseyen nesillerin yetişmesi bugünümüzde ve yarınlarda mutlu olmamızı sağlayacaktır.
Bu vesileyle Gölbaşı’nın tarihsel doku ve kimliğini muhafaza için elde kalan tarihi eserlerimize sahip çıkmamız en önemli görevimiz olmalıdır. Bu kapsamda ilçemizin değerlerinden olan “ANKARA TAŞI” Andezit’in ve diğer doğal taşlarımızın kullanımı ile yapılmış olan tarihi çeşmelerimizin koruma altına alınması, restore edilmesi, yeniden işlevsellik kazanmaları, hayır sahiplerinin hayırlarının devamı, köylerimizdeki insanlarımızın anılarının olduğu bu alanların bir envanterinin çıkarılması v.b iş ve işlemlerin yapılması elzemdir.
Kendisini Gölbaşı’na ve Gölbaşı’nın geçmişine ve geleceğine ait hisseden her ferde düşen görev ve sorumluluklar vardır. 2021 yılı planlamalarına ışık tutması açısından konuyla ilgili Kaymakamlık, Belediye, Muhtarlıklar, Odalar gibi Tüzel kişilikleri, konuya taraf sivil toplum kuruluşlarını, duyarlı ve hayırsever iş insanlarının katılımıyla tüm ilçe sınırlarımızda ki tarihi çeşmelerimizi içine alan "Yaşayan Tarihi Köy Çeşmeleri Müzesi" konsepti adı altında bir çalışmaya başlanması için açık çağrı yapıyorum. Bu konunun gündeme taşınarak geniş kitlelere duyurulması noktasında basınımızın güzide temsilcilerinden destek beklediğimizi ifade ediyorum. Netice itibarı ile kendini Gölbaşı'nın tarihi geçmişine ait hisseden her ferdi anılarımıza sahip çıkma adına yapılabileceklerini gözden geçirmeye davet ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tel : 0312 484 23 84 0541 200 20 19 0533 966 12 89 | Faks : 485 04 53 | Haber Yazılımı: CM Bilişim